Yazarlar da ölür, Herman Hesse üzere diğerleri üzere… Bugün Herman Hesse’nin 60’ıncı vefat yıldönümü. Usta muharriri hürmetle anarken, hayatından da kısa bir kesit sunuyoruz…
Alman asıllı İsviçreli müellif Hermann Hesse’ye ilişkin. 20. yüzyılın en çok okunan müelliflerinden olan Hesse, savaş olgusunu lanetlemek için Nazilerin toplu soykırıma giriştiği II. Dünya Savaşı’nı beklemedi.
1912 üzere erken bir tarihte, Alman militarizmini protesto etmek üzere II. Wilhelm’in İmparatorluk Almanya’sını terk ederek kendine öteki bir memleket seçti ve İsviçre’ye yerleşti.
Doğduğu topraklardan uzakta yaşamayı tercih eden Alman asıllı müellif, bu seçimi münasebetiyle vakit zaman birbirinden farklı odakların ithamlarına maruz kaldı ve pasifizmle eleştirildi.
Savaşa karşı bir yazar
I. Dünya Savaşı başlarken, yer yer milliyetçilik sosuna da bulanabilen genel savaş coşkusuna kapılmayan az sayıdaki Alman entelektüelinden biriydi. Hakikaten sonradan yükselecek nasyonal sosyalizmin ve savaş çığırtkanı siyasetinin da erken eleştirmenlerinden biri oldu.
“Kendine mahsus bir nokta”
Gönüllü bir sürgündü ve 9 Ağustos 1962’de Montagnola’da öldü. Hesse için Walter Benjamin şöyle diyordu: “Pek çok şey yapabiliyor. Bakışı, bir mistiğin tefekkürü ile bir Amerikalının keskin zekâsı ortasında kendine mahsus bir orta noktasına sahip.”