Hükümet tarafından 2019 ve 2021 yılları arasında gerçekleştirilen beşinci Ulusal Aile ve Sağlık Araştırması (NFHS), Hindistan’da şu anda her 1000 erkeğe 1.020 kadın düştüğünü tespit etti.
Yaklaşık 650.000 hanenin katılımıyla yapılan anket, Hindistan’ın üreme oranının ortalama 2’ye düştüğünü ve bu da ilk kez ikame doğurganlık seviyelerinin altına düştüğünü ortaya koydu.
Bu, eski neslin yerini alacak kadar çocuğun doğmadığı anlamına geliyor ve bu da 1950’lerde kadınların ortalama altı çocuğa sahip olduğu bir ülke için önemli bir değişim olduğunu gösteriyor.
KAYIP KADINLAR ÜLKESİNDE GELİŞME
Yüzyıllardır ülkede kız çocuğu anlaşılan ceninler düşürülüyor, kız çocukları kaçırılıyor, kadınlar köleliğe zorlanıyor ve tecavüze uğruyorlar. Ülke bu duruma atıfta bulunan “kayıp kadınlar” söz grubuyla anılıyor. Yeni erkek – kadın oranı da bu konuda mücadelede ilerleme kaydedildiğini gösteriyor.
1990’da, Nobel ödüllü Hintli ekonomist Amartya Sen, Hindistan’da 37 milyon kayıp kadın hakkında ilk yazdığında, kadınların erkeklere oranı 927 kadınla 1000 erkekti.
Hindistan Nüfus Vakfı’nın genel müdürü Poonam Muttreja şunları söyledi: “Genel cinsiyet oranındaki iyileşmeleri görmek yüreklendirici. Ülkenin toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesine yönelik attığı adımları yansıtıyor.”
Muttreja, 2021’de gerçekleşmesi beklenen ancak şu anda ertelenen nüfus sayımı gerçekleştirilinceye kadar Hindistan’ın değişen cinsiyet oranının tam bir resminin netleşmeyeceğini vurguladı. Hindistan’ın son nüfus sayımı 2011’de gerçekleşmişti.
Hindistan’ın nüfusunda 30-40 yıl daha düşüş yaşaması beklenmiyor, bunun nedeni kısmen nüfusun yüzde 30’dan fazlasının 10 ila 30 yaşları arasında olması ve çocuk sahibi olma olasılığının yüksek olması.