Süper Lig’de birinci yarı bitti. Galatasaray başkan. Fenerbahçe’yle ortasındaki puan farkı 8.
Bakıyorum çabucak herkes “Lig bitti” havasında. Tezler havada uçuşuyor:
– Galatasaray şöyle oynuyor, bu türlü oynuyor, uçanı kaçanı tutuyor.
– Fenerbahçe o denli berbat, şöyle makus, ayakta duramıyor.
Galatasaray’ın ligin birinci yarısında Fenerbahçe’den daha düzgün futbol oynadığı yanlışsız gerçek olmasına da… Bu kadar fark abartılmıyor mu?
Hakem kararlarını unutuyor muyuz?
Tamam; Galatasaray yeniden birinci yarıyı önder bitirirdi bitirmesine de… Fark bu kadar olur muydu? Sanmıyorum. Her ne kadar Metin Öztürk, her maçtan sonra bağırıp çağırsa da ligin birinci yarısında hakem kararlarından olumsuz istikamette en az etkilenen kadro Galatasaray; bunu çok düzgün biliyorum.
Hemen bir örnek vereyim. Galatasaray’ın 2-1 kazandığı Beşiktaş maçı. Bana inanmayanlara o maçı tekrar izlemelerini öneririm.
Şimdi… Ligin ikinci yarısına bakacak olursak…
Ben diyorum ki; hayır arkadaş lig daha bitmedi.
Çok gördüm ben kapanan puan farklarını. Geriden gelip de geçenleri.
Bu lig bitti tezlerine Galatasaray da kanmasın, dönebilir işler bilakis.
8 puan 3 maçta kapanabilir birden teğe.
Peki ne yapması lazım Fenerbahçe’nin?
Bir kez çok güzel bir stoper alması koşul. Edin Dzeko ve En Neysri’ye karşın hareketli bir de santrfor. Tadic düzgün güzel da ağır. Süratli ve direkt sonuca gidecek kanat oyuncusu da o denli…
Tabi bunları yaparken Galatasaray’ın puan kaybetmesini bekleyecek bir de.
Kaybedebilir mi? Kaybedebilir.
Ama Fenerbahçe daima kazanabilir mi? İşte işin sırrı burada.
Fenerbahçe nasıl şampiyon olur sorusunun da karşılığı bu bence. Daima kazanmak. Tarihte var bunun örnekleri. Şayet tarih tekerrür ederse (2010-11 dönemi 17’de 16 galibiyet alması) işte o vakit şampiyon olur Fenerbahçe.
Tabi bir de hakemler ligin birinci yarısında olduğu kadar kusurlu düdük çalmazlarsa.