Almanya’nın yeni Başbakanı Olaf Scholz, Polonya ile batı Avrupa komşuları arasındaki ilişkiyi düzeltmek amacıyla Almanya şansölyesi olarak dördüncü gününde başkent Varşova’yı ziyaret etti. İkilinin görüşmesine Avrupa Birliği’nin Polonya’ya göndermeyi kestiği ‘fon’lar damga vurdu.
Brüksel, Polonya’ya Covid-19 kurtarma fonundan 36 milyar Euro’luk ödemeyi gerçekleştirmemiş buna neden olarak da Polonya yargısının bağımsızlığının erozyona uğramasını göstermişti. Misilleme olarak Polonya, AB bütçesine katkılarını kesmek ve bloğun karar alma sürecini felce uğratmak için veto yetkilerini kullanmakla tehdit etti.
Varşova’dan Alman karşıtı sesler yükselirken, Alman hükümetinin AB’yi federal bir devlete dönüştürme planını tanımayacakları vurgulandı.
SAVAŞ TAZMİNATI İDDİASI
Tüm bunlar olurken de Almanya’nın yeni Şansölyesi Scholz, Varşova’ya ilk resmi ziyaretini gerçekleştirerek AB içinde hukukun üstünlüğünü savunmak için daha fazlasını yapmayı vaat ederken, aynı zamanda iki ülke arasındaki “derin dostluğu” da vurguluyor.
Ancak, Scholz’ün ziyareti öncesi Polonya hükümeti, İkinci Dünya Savaşı tazminatlarını ödemediği için Almanya’ya sert ifadelerde bulunmuştu. Almanya’nın 750 milyar euro’luk bir savaş borcu olduğunu iddia eden Polonya, birkaç hafta önce hasarı belgelemek için bir “Savaş Zararları Enstitüsü” kurdu. Polonya, 1939’da Nazi Almanya’sının saldırması neticesinde hayatlarını kaybeden 3 milyonu Yahudi toplam 5 milyon 800 bin Polonyalı için 850 milyar dolarlık tazminat talebinde bulunacağını açıkladı.
Öte yandan Polonya halkının da Almanya’ya tepkisi büyüyor. Sokağa çıkan kişiler, Almanya’yı protesto ederken, taşınan dövizlerdeki : “Diğer ülkelerde hukukun üstünlüğüyle bu kadar ilgilenen Alman makamları, sonunda Almanya’nın skandal kanunsuzluğuyla ilgilenip Polonya’ya tazminat ödeyebilir mi?” ifadeleri de dikkat çekti.
Polonya’nın hukukun üstünlüğü ihtilafına boyun eğmeye meyilli olduğuna dair çok az işaret olsa da ülkenin Adalet Bakanı 51 yaşındaki Zbigniew Ziobro Financial Times’a verdiği demeçte, AB’nin ülkesine sağladığı fonu kesmesi halinde Brüksel’in her türlü girişimini veto edeceğini söyledi.