10 aydır ailesiyle birlikte görülmeyen ve Güney Afrika’da kalan Prenses Charlene, geçtiğimiz günlerde Monako’ya döndü. Ancak 64 yaşındaki kocası Monako Prensi Albert, Charlene’nin en az birkaç hafta kalacağı bir tedavi tesisine kabul edildiğini açıkladı.
Aileye yakın bir kaynak, basının Prenses’in ruh sağlığında yaşadığı sorunları öne çıkarmasını eleştirirken Prenses Charlene’nin asıl sağlık sorunlarının önemsizleştirildiğini belirtti: “Bir tür zihinsel veya duygusal sorunu varmış gibi gösterilmesi haksızlık. Sarayın neden onun Güney Afrika’da neredeyse ölmek üzere olduğunu küçümsediğini bilmiyoruz.”
Prenses Charlene ile ilgili açıklama şu şekilde devam etti: “O zamandan beri geçirdiği tüm ameliyatlar nedeniyle altı ayı aşkın süredir katı yiyecekler yiyemedi. Sıvıları ancak bir kamışla alabildi, bu yüzden vücut ağırlığının neredeyse yarısını kaybetti.”
Charlene, kocası ve ikizleri Jacques ve Gabriella’nın yanına 10 aylık bir aradan sonra bu ayın başlarında döndü.
GÜNEY AFRİKA GEZİSİ SIRASINDA PATLAYAN AŞK SKANDALI
Charlene’in uzakta geçirdiği sürede Prens Albert’in, isimsiz bir Brezilyalı kadından bir aşk çocuğu olduğuna dair iddiaları atılmıştı. Bu olayın ardından Charlene’nin evine döndüğüne dair fotoğraflar, Fransız medyası tarafından büyük bir şüpheyle karşılandı.
Prenses’in dönüşünden sonra Prens Albert yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: “Bunalmıştı ve resmi görevlerle, genel olarak yaşamla ve hatta aile hayatıyla yüzleşemedi. Muhtemelen bunu birkaç kez söyleyeceğim, ancak bunun ilişkimizle hiçbir ilgisi yok. Bunu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Bunlar ilişkimizdeki sorunlar değil; karı koca arasındaki ilişkiyle değil. Farklı bir doğası var.”
Albert şöyle devam etti: “Birkaç gündür iyi uyumamıştı ve hiç iyi yemek yemiyordu. Çok fazla kilo kaybetmiş, bu da onu diğer olası rahatsızlıklara karşı savunmasız hale getiriyor. Soğuk algınlığı ya da grip ya da Tanrı bize yardım etsin, COVID…”
Ardından da Prenses Charlene’nin sağlıksız bir dönemde olduğu için bir tedavi tesisine kabul edildiğini doğruladı. Bazı kaynaklar tesisin İsviçre’de olduğunu iddia etse de, tesisin yeri doğrulanmadı.